Hava bir ters. Mevsime uymuyor. Ben de tersim bugün, kalıbıma girmiyorum. Düşüncelerim bir dalgın, bir durgun, bir küskün, bir barışık. Sakin bir denize doğru açılmak, sandalda kendi müziğimi yapmak istiyorum, üzerine kendi ritmime göre sözler döşeyerek, sonra özlediğim bir sokak vardı Köln'de, beni bekleyen ama tekrar gidemediğim, saçlarımı kısacık kestirerek deri bir ceketle orada yürümek istiyorum, yan yola girip ardından devasa klisenin önünden geçip çimenlerin üzerinde nehir kenarında oturmak istiyorum, karnımda acıkmış olacak ki körili sosis ve patates kızartmasını koca bardak birayla mideme göndermek istiyorum, çantamdan makinamı çıkartıp önümde koşan minik ayaklarıyla büyük adımlar atan çocuğun fotoğrafını çekmek, onun güzel gülümsemesini bilincime gömmek, sonra ona deli gibi sarılmak istiyorum, "ne güzel saçların var" diyorum çocuğa Almanca, bu dili bir türlü sevemediğimi hissediyorum, zorla öğretilmiş, zorla sevdirilmeye çalışılmış, bu zorlamalar arttıkça ben iyice uzaklaşmak istesem de, tutsağı olmuşum bu dilin ama devam ediyorum, "sanki güneş öpmüş saçlarını" diyorum, dalga dalga ışıldıyor, bir an anımsıyorum benim de saçlarım öyleydi küçükken, bu düşünce kalbimi burkuyor, yaralandığımı hissediyorum, kalkıyor çimenlerin üzerinden, kendime bir mağara buluyorum, saklanıyorum oraya, hemen büyüdüğümü unutmak istiyorum. Tekrar buraya dönüyorum.
Sonunda yine buraya dönmenden memnunum ben, tüm olduğun halinle... iyi ki burdasın, iyi ki varsın...
YanıtlaSilsaol zerom, bir süre pamuk şekerin arkasına saklanıp, ondan bal toplayacağım.
YanıtlaSil