30 Eylül 2011 Cuma

Yağmur sen hiç durma

Hiç farkında değilmişim, ne kadar özlemişim soğuğu ve yağmuru. Mevsimlerin değişmesi insanı tazeliyor sanki. Rahatlıktan, mayışıklıktan bir çıkış gerçekleşiyor tam da alışmışken, ama iyi geliyor ya...


Penceremden görüntüler. Bahçedeki ağaçların hayranıyım.
"Yağmur sen hiç durma" diye geçiriyorum pencereden dışarı bakarken. Salonun perdeleri bugün iyice sıkışık vaziyette pencerenin sağ kenara itildiler garibim. Öylesine muhteşem bulutlar var ki, hızlı hızlı sola doğru akıyorlar şu anda. Sabah yağmurun sesiyle uyandım, gri bir gökyüzü, özlüyor demek güneşten sonra biraz karanlığı. Arada güneş kendini gösterdikçe, "yok ya" oldum. Bu hafta sonu dileğim yağmurlu olması yönünde. "Ne biçim dilek bu" diyenler varsa ve eğer sizin dileklerinizle uyuşmuyorsa kusura bakmayın.


Yağmur damlaları. Çok masum. Temiz. Düzgün. Arkadaki apartmansa pek bir çirkin. Olsun.
Değişim fırtınaları esiyor etrafımda. Herkes "ciddi" kararlar aldığını söylüyor, "köklü" değişiklerin eşiğinde olduğunu belirtiyor. Kimileri yapar, kimileri ise dönüp dönüp baştan sarar, hepsi mümkün, hepsi insanlık hali. Nereden bilebilirim ki? Kendimden tabii. Ben de dönüp bakıyorum kendime, benim içinse biraz bekleme süreci. Kendi içimi, kendi çevremi bekleme süreci. Bir hareket yapsam fazla olacak, bir adım geri atsam eksik kalacak, öyle bir noktadayım yani ve beklemeyi öğreniyorum. Öğretiyor hayat, eninde sonunda, benim gibi sabırsızlara sabretmeyi. Geçenlerde tanık olduğum bir sahneyi defterimden aktarıyorum:

Tarih 22.9.2011 Perşembe, saat 11.30 Bir merdiven. Yürüyen. Kendi akışında. Bazen duruyor. Hızlanıyor. Ama tüm insanlık onun üzerinde. Hani Taksim'e çıkan metronun yürüyen merdivenleri gibi. Bazen ya da bazıları sağa geçip durarak çıkmayı tercih eder. Ya aceleleri yoktur ya da yorgundurlar, enerjileri yoktur. Bir hareketsizlik hali, kendini merdivene bırakma hali.

Bir de soldan gidenler vardır, hani hep acelesi olanlar, merdivenin hareketine hareket katanlar. Çıkarlar, hızla, aceleyle. Biri mi var önünde sabit duran, hemen uyarırlar "geç sağa kardeşim" ya da "yürüsene" diye arkadan arkadan gelirler. Tahammül sözcüğü sözlüklerinde yer almaz, "T" harfinde tez kelimesi kalın olarak yazılmıştır, tez olsun, hemen olsun, vakit kaybolmasun:)

Bu hareket ya da hareketsizlik iyi- kötü gibi bir yargı içermiyor. Burada hareket ya da hareketsizlik halindeki tavrımız çok önemli bence. Bir de mervine bir türlü binemeyenler var. Adım atmak bile istemeyenler, yer alabilmek için yeterince cesareti olmayanlar, döngüye katılmak istemeyenler. Bir döngüdür çünkü merdiven; yukarı çıkar, tekrar aşağıya iner bir vakit. Gün gelir bozulur, gün gelir bu merdivendeki yolculuk noktalanır.

İnen çıkan, her iki yöne akan merdivende, duracağımız yer değişebilir. Bazen seçimimizden, bazen durumumuzdan. Sağda, solda, üzerinde ya da dışında kalabiliriz. Tek bir kesinlik var ki, sonsuza kadar üzerinde kalmayız. Hepimiz için belirli bir son kullanma tarihi var. Kimi zaman daha durağan olacağız, yin kalarak, bazen de enerjik ve girişken, yang olarak. Hem kalbimizin, ruhumuzun dengesini arıyarak; yin ve yangta.


Bu yazıma ilham olan görüntü, bu sabah metro çıkışında yaşandı. Merdivenin yukarı çıkış doğasına daha önce hiç tanık olmamış biri, duracağı yer sağ iken solu tercih etti. Sonra soldan gelenler başlayınca, adam sağa çekilmeyi düşündü bir an. Olmadı, tam yer yoktu, biraz daha solda durarak kalmaya direndi, ama orada durması imkansızdı. Baktı olmuyor, o da uzun merdiveni, arkasındakilere uyarak yüremeye başladı. Akışın tersine gitmek mümkün değil, seçim yapmak şart. Biz seçmesek de, dirensek de doğal akış bu seçimi zorunlu kılıyor. Yazıma ilham olan adama teşekkür ederim.


Sevgiler.

3 yorum:

  1. O kadar güzel anlatmışın ki, üstüne bir şeyler söylemek gereksiz, boş laf. O adama benden de selam olsun.

    YanıtlaSil
  2. ece der ki: evet olsun zerom. Bazen böyle oluyor, basit bir olayda hayatı görüyorum. Bütün detaylarda saklı. iyi geceler zerom!

    ps. Blogger'a gıcığım, nedense kendi bloglarımda yorum yapamıyorum. anonim kaldım.

    YanıtlaSil
  3. demin bir yerde yazdım :)
    ne soğuk ne sıcak, tıpki ruhum gibi ılık bir hava
    çok seviyorum sonbaharı..
    sevgiler

    YanıtlaSil