4 Ağustos 2011 Perşembe

İstek

Ramazan dolayısıyla karbonhidrat bombalı, iştah açıcı peynir rendelemeli, patlıcan kızartmalı reklamları çok anlamsız buluyorum. Bu kadar abartmaya gerek var mı reklamcılar açısından? Para kazanalım da, her şey mübah dediklerini duyar gibiyim. Bir dönem reklamcı olabilceğimi inanmıştım ve bir kursa gitmiştim. Edebiyat mezunuyum diye, metin yazabilirim diye düşünmüştüm. Olayda biraz derinleşelim derken, kursa gelen deneyimli reklamcıların anlattıkları yaşam tarzı beni o kadar ürküttü ki, bu kadar rekabetçi bir ortamda yaratıcı olamayacağım kararına varmıştım. İnsanın bazen kendini iyi bilmesi hoş oluyor. Bir arkadaşım hep der, bildiğin bir durum varsa, vakit kaybetmeye gerek yok. Kurs bitti aldım sertifikayı, şu anda bir dosyada sarara dursun, o kursta çok iyi bir dost edindim. Dostluğumuz ilk tanıştığımız günden beri sürüyor. Demek ki benim oraya gitme nedenim oymuş. Ramazandan geldik arkadaşım Esra'ya. 

Günün hakkını verebilmek için erken kalkmayı tavsiye ediyorum. Sabahın köründe saat çalıp uyukunu bölse de, bir an aklına şeytan düşüp "kalkma-uyu" dese de, kalkıyorum bu aralar saat 6'da. Çoğunluk uyurken sokakta yürümek, bulutlara ilk selam verenlerden biri olmak harika bir his. Bunu ilk saat çalınca hissedemiyorum, öncelikle kendini sokağa atmak şart. Saat 7 vapuruna Kadıköy'den binince, rüzgar püfür püfür esince tam olarak kendime geliyorum. Keyifle... Yataktan kalkar kalmaz, anında vapurda olabilsem harika olur. Haydarpaşa'ya selam çakıyorum, sonra Kız Kulesi'ne. Hepsi pek bir duru ve sakin sabahın yedisinde.

En sevdiğim mevsimlerden birini geçtim, en sevdiğim ayındayız. Bu ayda bulutlar bile daha farklı parlıyor. Mesela bu sabah motorla Karaköy'den dönerken, penceren dışarı daldım gittim. Sanki çok çekmeceli bir dolabın en altında beni bekleyen bir fotoğraf karesi canlanıverdi karşımda; beyaz bulutlar, gri bulutlarla öpüşmüş boğazın üzerinde. Bu güzelliğin tek bir nedeni var: Aylardan Ağustos. Her güne özel bir sevgi saygı şart.


Bugün kendime çok özel bir alan tanıyacağım. Kendime birkaç saat ayıracağım ama yoga yaparak, kendime kahve ısmarlayarak değil. Onları zaten yaptım. Daha farklı bir alan. Derin bir sessizlikle sevdiğim bir yere gidip düşüneceğim. Alaattin'in sihirli lambasını çantamdan çıkaracağım ve dileklerimi tutacağım. 27 adet dilek tutma hakkım var biliyorum, klişeler kaçmadan, korkusuzca, çıkarsızca, tam kalbimden dileklerimi bırakacağım ruhumdan gökyüzüne doğru. Tamamen özgür olsaydınız ne dilek tutardınız, hiç düşündünüz  mü bilmiyorum. Başkalarının etki alanında kalmadan, sana ait olmayanları hayallerinden cımbızla ayıklayarak, sadece senin hayallerine kavuşmak bence düşünülmesi gereken bir konu. 

Bir dönem başkalarının etkisinde kalmış olduğum için çok kızıyordum kendime. Yok öğretmen karakterimi etkiledi, yok annem, yok babam, yok kedim, yok kargam. Olabilir. Olmuş olabilir, e bundan sonra?

Az önce bir ileti gördüm çok sevdiğimiz sosyal ağların birinde:"insan kimseyi değiştiremez!!!!!" diye. Bol ünlemli, dolu bir cümle. Biri şöyle yorum yapmış: " Değiştirir ama doğru anahtarı kullanmak lazım." Eğer öyle bir anahtar varsa, buyur önce kendinde kullan demek istedim ama daha kibar bir yorum yazdım. Neden yorum yazma isteğinde oluyoruz, onu da çözemiyorum:) Bence kimse kimseyi değiştiremez. İnsanların en büyük yanılgısı, örneğin bir ilişkiye başlarken, "ben onu sonradan değiştiririm" oluyor. O kişi isterse değişir, ama kendi istemeli. Ayrıca insan niye kendini başkası için değiştirsin ki? Ben kendimi ancak kendim için değiştirmek isterim. Biliyorum ki bu, hiç ama hiç kolay değil. Kolay olması da gerekmez. Kolay olmayan kötü demek de değildir, sabır, disiplin, zamanla ve en önemlisi istekle bu mümkün olabilir. Ama yok anahtar, yok numaralarla kimse kimseye bir şey yaptıramaz. Evet.

İstek çok önemli madem ben de yeni yaşım için isteklerimi düşünmeye başlayayım. Değişim için olmasa da, devinim için olabilir.

Sevgiler,

güzel bir ağustos dileriM.

2 yorum:

  1. o dileklerinden yarın pastanı üflerken dilemek için de biraz ayır olur mu?:) ağustoslar'ıma anlam kazandıran güzel insan!

    YanıtlaSil
  2. ne pasta mı:))

    Kızıl saçlarının hatırına elbette Zerom. yanımda olun siz yeter banaaaaa!

    YanıtlaSil