28 Haziran 2012 Perşembe

Şehir üçlemesi -II

Tüm kış boyunca pek bir yere kımıldamamıştım, haziran ayı ise bana hiç ummadık rotalar çizdirdi. Hepsini hayatın bir hediyesi olarak gördüm, karşıma çıkan yollara kocaman gülümseyerek çıktım. Kaderin cilvesi midir? En son Berlin'e gittiğimde kendime aldığım cüzdanın fermuarında "Paris" yazıyordu. Ne alakadır diye düşündüm ve bir baktım Paris'teyim... 


Şehir üçlemesi, çünkü buraya da üçüncü kez adım atıyorum. Bir yere ilk gittiğinde, deli gibi en önemli yerleri keşfetmek istersin. Ben öyleyim, elimdeki gezi kitabın ilk 10 yıldızına mutlaka gitmeye çalışırım. Bundan yanımdakiler de nasibini alır, ayaklar şişer yürümekten, ben hala "bir de burası var, çok yakın" der devam ettiririm. Ama bir yere artık üçüncü kez gidince, gönül nereyi daha çok istiyorsa, adımlar oraya gidiyor. 

Aşklar hiç bitmesin... Aşk bitmesin. 

Ben de öyle yaptım. Hava muhteşem serindi, boynumda şalım, başımda oradan aldığım bir bere, havada yağmur... Bu sefer tek başıma gezme fırsatım oldu şehri, çantamda defterim, kitabın, elime yapışmış olan fotoğraf makinesi bir ekip oluşturduk ve sokakları arşınladım. 

Louvre'un meşhur üçgeni. 

Kaldığımız yer Sorbonne Üniversitesi'nin tam dibiydi. "Burada okumak vardı..." diye iç geçirmedim değil. Binanın güzelliği, girişi, önündeki minik meydan... Oku yani, ömür boyu oku Paris'te. İç geçirdiğim bir diğer olay, düğün fotoğraflarının Louvre Müzesi'nin bahçesinde çektiren güzel gelindi. Ne pozlar, ne güzellik... Bayıldım.

En sevdiğim yer. Huzur buradan yayılıyor olabilir... 

Eyfel Kulesi her zamanki gibi görkemli, şehrin kalbi gibi parlıyordu gece gündüz. Ben ise kendimi en sevdiğim parka bıraktım. Paris'te en çok sevdiğim yer burası: Jardin du Tuileries. Louvre Müzesi ile Concorde Meydanı arasında yer alıyor. İlk gördüğümde, havuzların etrafındaki yeşil sandalyelere bayılmıştım. Kitabını, gazetesini alan, geliyor, oturuyor, saatler geçsin, rahatsız eden yok, sessizlik, huzur. Evet, bir de kuşlar, cana yakın serçeler ve Türkiye'dekilere oranla daha tombul güvercinler burada. 


Bir diğer çok sevdiğim yere de gittim: Montmarte'ye, birkez daha Sacré-Cœur Bazilikası'na. Hava yağmurluydu gittiğim gün, aklıma en sevdiğim film Amelie geldi. Hani şu aşık olduğu çocuğa hazırladığı fotoğraf albümünü gizlice bıraktığı yere. Amelie filmi benim için bir aşk filmidir. Hayatımda gördüğüm en güzel öpüşme sahnesi, benim için Amelie filminin sonunda yer alandır. Amelie'den midir bilmem, Paris bence gerçek bir aşk şehri. Sokakta öpüşenler, sarılanlar, sanki başka bir yere göre çok daha romantikler. Bana öyle geliyor...  Sacré-Cœur'ün önündeki merdivenlerde otururken, şehre kuş gibi bakarken, etrafımda öpüşen çiftler bana bu aşk şehri halini bir kez daha hatırlattı.


Kendi çapımda yeni bir keşif: St. Etienne Du Mont klisesi. Pencere olduğu kadar, kapılara da büyük hayranlık besleyen ben, bu klisenin hafif morumsu, mavimsi görüntüsüne hayran kaldı. Klisenin içi de son derece huzur vericiydi. 
   


Paris'in birçok şeyi güzel. Tartışmasız! Ama en çok cafeleri, minik yuvarlak masaları, hayatı "sanki" daha bir hafife alan, iş dönüşünde bagetini, şarabını torbasında taşıyıp eve giden insanları. Kendime bir sürü ev bile beğendim, hani şu Fransız Balkon dediğimiz, güzel Fransız binalarından. Dil okulu gerekir, ama hayatta imkansız bir şey var mı, gerekirse öğreniriz... 

Bazı sokaklar çağırır... Masalda mıyım?
Daha önce buraya geldiğimde hava hep sıcak ve güneşliydi, Paris'te yağmuru ve biraz daha serini yaşamak da harikaydı. Hayata teşekkür ederim, güzel sürprizleri için.

Yazın sıcağında, hayata serin sularda açılan bir yelken gibi olun... Rüzgar götürsün, siz de peşinden.

Sevgiler. İyi temmuzlar! 








6 yorum:

  1. O kadar su gibi, piril piril gunler gecirmissin ki yaziya yansimis. Bayildim. Sen daha cok yola cikmalisin:)

    YanıtlaSil
  2. Kendim gitmiş gibi sevindim; zira bir Paris esintisi oldu yazdıkların bana Ece'cim. Hafif esen rüzgârı, bagetlerin kokusunu buraya kadar taşıdın. Ne güzel olmuş, pek güzel olmuş. Keyifler ve bol gezmeler diliyorum:)

    YanıtlaSil
  3. Daha cok yola cikacagim zerom, hissediyorum;)) güzel yorumlariniz icin tesekkur ediyorum Özlemcim ve Lale ablacim. Iyi yazlar:)

    YanıtlaSil
  4. Yazını şimdi okudum çook beğendim,cok içten sıcacık.. Yorum yapmadan gecmek istemedim :) sevgiler Melisa A.

    YanıtlaSil
  5. Teşekkürler Melisa, sevgiler:)

    YanıtlaSil