İkili ilişkiler zor olay. Aşk konusunda bir uzman değilim, şu an iyiyim desek, yarın nasıl olacağım bilemem. Büyük lokmalarla yemek yemeyi severim de, korkarım büyük konuşmaktan ve konuşmamaya özen gösteririm. Bu aralar etrafımda dikkatimi çeken durumlar var. İyi günde, kötü günde diye yola çıkılan ilişkiler, neden bir taraf kötüye geçince renk değiştiriyor?
Bir iki arkadaşımda denk geldi herhalde, kulaklarım ve ruhum çok da sevimli olmayan, hatta can yakan, sıkan hikayeler dinlemek zorunda kaldı. Kadın- erkek yıllar önce "aşk"la başlar ilişkiye. Hayat bize değişik şeyler getirir. Zaten bu zamanda yaşamak pek kolay değildir, hele kadınlar açısından.
Kadın iş hayatında devam eder, ama evlenmiş, e çocukta yapayım der, iş tekrar devam etmelidir, psikoloji bir garip olur. Hem gündüzleri bir erkek gibi iş yerinde çalışır, parasını kazanır, sonrasında çocuğunu alır eve gider ve yemek yapar, çocuğunu uykuya dalmadan görür, geçirebilirse zaman geçirir. Ha bir de kocası vardır. Falan.
Bu durum kolay mı? Değil, ama bir de hayat başka sürprizler getirir. Aile büyüklerinde rahatsızlıklar meydana gelir, ilişki zor yollarda yokuş çıkmaya başlar. Bunun gibi benzer örnekler, türevleri her yerde karşımıza çıkabilir, başımıza gelebilir.
Ben başa gelenlere değil, ikili yaklaşıma takmış durumdayım. Dikkatimi çekiyor yani. Kadın zorlanmaya başlıyor (benim örneğim böyle, zorlanan erkek de olabilir). Karşı taraf ise, bir şekilde çekip gitmeyi, yanında olmamayı tercih ediyor.
Tam da bu zor hallerde, birbirine destek olmak gerekmez mi? Ama hayır, karşımızda yorgun, kırgın ve belki de çok zor dönemden geçen biri vardır. Onun yanında sevgili kalmalı, dayanmalı, bu zor zaman (süresi ne kadar sürer bilinmez...) beraber atlatılmalıdır. Ben öyle inanmışım...
Sanki...
Sanırım, insanların tahammülleri kalmadı. Hiçbir şeye!
Sabredemiyoruz, tahammül edemiyoruz, evin yakınındaki ufak markette bile sırada 2 kişi beklemeye tahammülün kalmamışken, internet sayfası beş saniyede açılmıyorsa deliye dönüyorsan vs. Kalkıp da zor dönemdeki sevgiliye, eşe mi tahammül edeceğiz? Yok daha neler...
Sanki... Sanki sevgi, sevebileceğimiz birileri her sokağı dönünce karşımıza çıkıyor. Sanki güvenmek, çok kolay bulunan bir gazoz gibi bakkaldan alınıp, kana kana içilebiliyor.
Tükenmek, tahammülsüzlük en kolay çıkış kapısı gibi geliyor.
Gerçek sevgi elbette sınavlar veriyor. İlk günkü heyecan on yıl sürmüyor. Ama tam da o zor yollarda, yokuşu çıkabilen arabalar, içinde gerçek sevgiyi barındırıyor.
Her şeyin bir ömrü var. İlişkilerin de. Yollar birleşir, ayrılır, katılıyorum. Ben sadece, çok zamansız, çok erken biten sevgilere laf ediyorum burada. Neden ediyorsam artık...
Gerçek sevgilere!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder