27 Ağustos 2010 Cuma

Enjoy life but be attentive.


Acayip bir gündü. Bir gün öncesinde tuhaf şeyler yaşandı. Tuhaf bir enerji dolaşıyordu havada. Sanki ayın (ki öyle böyle değil, dolunaydan bahsediyorum) etkisi herkesi etkiliyordu. Acil kararlar, mantıklı kararlar alınmak üzereydi ki, ben yine kalbimin sesini dinledim. Elbette kalbimin sesini dinlememe yardımcı olan güzel meleklerim vardı. Bu ara terazi burcu arkadaşlarım bana acayip şans getiriyor, sanki yolumu açıyor gibiler. İnanılmaz...


**


Çöpçatanlık
Neler fark ettim? Tanımadığım etmediğim insanları bir kenara bırak. Bırak yani onları bir kenara, tanıdığım, çok iyi tanıdığım arkadaşlarımı bile birbirine ayarlamaya, met etmeye, referans olmaya kalkmayacağım. Kimse hakkında yorum yapmak, "çok iyidir" demek bana düşmez. Belki dostum olan kişi arkadaşken bir melektir ama ikili ilişkide lanet birine dönüşebilir. Manyak çıkar, sapık çıkar. İnsan bu ya. Hiç belli olmaz.


Sabırsızlık
Sabırsızlığımdan dilim yana yana bir hal oldu. Artık en ufak noktada, bu restoranda bir yemek siparişi olabilir, bir elbise seçimi olabilir, hangi yoldan gideceğime karar vermek olabilir. Artık sabırlı olmak istiyorum. Bunu öğrenmek istiyorum. İçimdeki düşüncelerin daha sakin olması lazım. Öbür türlü yanlış kararlar alınabiliyor, ardından pişmanlık falan. Hiç sevmem. O yüzden sabırlı ol kızım.


Gevezelik 
Her lafa da atlamamam gerekiyor. Herkes karşıt bir fikiri olgunlukla karşılayıp, tartışmaya, sohbet etmeye meraklı olmayabilir. Bazen, hatta çoğu zaman susmak gerekiyor. Biraz daha sessiz olsam hoş olur gibi. Bu ara yeni uçmayı öğrenmiş bir kuş misali kontrolsüz olduğumu fark ettim. Gerek yok bunlara... 


"Enjoy life but be attentive. Don't think there are no beasts just because the forest is silent." P.Coelho 

1 yorum:

  1. çok doğru cenem..verdiğin bu tavsiyelere bende uyacağım, ve uygulayacağım :)

    YanıtlaSil