Öyle bir öptü geçti beni...
Korkularımla yüzleşmeyi kutluyorum bu gece. Elimde Efes Dark, "cheers" diyorum korkularıma, yanağıma zorla kondurtduğum ölüm öpücüğüne...
İnsan bazen (bazan demek de hoşuma gidiyor fekat yanlış (fekatta yanlış, fakat olduğunu biliyorum)), ne yaptığını bilmiyor. Ben böyle bir durum yaşadım. İnsan sonucun aslında nerelere varacağını bildiği halde, bazen merakına nokta koyamıyor. Frene basmak istemiyor. Demek ki göreceğim, gezeceğim yerler varmış. Nerede? Kendi içimde.
Tam olarak olayı aktarmayacağım, ancak bile bile merakımın sınırlarını zorladım ve korktuğum şeyleri unuttuğumu, bastırdığımı gördüm. Yine, yeniden.
Aslında birlikte olduğum kişiyi ne kadar sevdiğimi, ne kadar değer verdiğimi ve onu ne kadar kaybetmekten korktuğumu, hatta en büyük korkularımdan biri olduğunu hatırladım dün.
Sonrasında belki de en önemli şeyi anladım. Hayatı ne kadar çok sevdiğimi. Evet, ben hayatı çok seviyorum! Ve evet, korkuyorum erkenden ölmekten. Ölmek istemiyorum öyle hemen. Lisedeyken hızlı yaşa, genç öl/ yakışıklı öl gibi cümleler hoşuma giderdi. Neden? Uzak gelirdi her şey. Ha şimdi yakın mı? Bilemem, bilemem... Ama hayatın ne kadar değerli olduğunu anladım.
Yapmak istediğim o kadar çok şey var ki! Gezeceğim yerler, izleyeceğim filmler, dinleyeceğim şarkılar, kestireceğim nice saç modelleri var. Saçlarım aklanacak, ben onları kısacık kestireceğim. Yani 100 olmasın da, ne bileyim ben 75 olur mu?
Kaderle pazarlık olur mu? Ne bileyim ben. Olur bence. Kuantum da olur, amor fati de olur, yazgımı seçeyim, sonra onu seveyim. Biramı içeyim. Bu yazıyı bitereyim.
İnsan korkularını bastırmamalı! Bastırdıysa da izin vermeli, su yüzüne çıksın. Sonra cesur olmalı, bu yüzleşmeyi atlatmalı. Üzerine de ne isterse onu yapmalı. Rahatlıyor insan. Sancılı oluyor ama rahatlıyor...
Bazen bir rüya, bazen bir fal, bazen bir astrolojik harita, bazen bir film, bazen eski bir arkadaş, bazen bir yemek, bazen bir koku çıkartıverir korkuyu yüzünüze yüzünüze.
Korkmanın bir anlamı yok. Korkmak yok. Yola devam.
Cenem,
YanıtlaSilhepimizin korkularıyla yüzeleştiği zamanlar oluyor.Önemli olan bu korkulardan cesurca sıyrılmak..bu yüzden seni önce kutluyorum! ve sana şu şarkıyı armağan ediyorum :
Aynada bakıştığım?
Bu yeni ben, ben miyim
Kendimle tanıştığım?
Dünümle bugünüm
Can ciğer kuzu sarması
Geç oldu temiz oldu
Geçmişimin karması
çok hoş bir yazı...
YanıtlaSilteşekkürler:)
YanıtlaSilBazen hepimiz aştığımızı sanıyoruz korkularımızı ama bunu anlamak için de yine sınanmamız gerekiyor hayatın bizzat kendisiyle. Yaşamak zor zanaat ama yine de çok keyifli:)))
YanıtlaSil