4 Şubat 2011 Cuma

Kurbağa

Boğaz ağrısı. Minik bir kurbağa oturdu sanki boğazıma ve bir süre daha benimle kalmak istiyor. Bağışıklık sistemi denen ve bedenin temeli olan sistemlerin kralı bu ara beni sınıyor da sınıyor. Sabrımı, direncimi. Dayan kızım...

Kış mikrobik havasında takılıyor. Evdeki hasta sayısı fazla. Dışardaki hasta sayısı, dost akrabadan duyulan hasta sayısı her gün çoğalıyor. Diğer şehirlerde nasıl bilemiyorum ama İstanbul'da grip moda. Ben henüz o noktaya gelmedim, dediğim üzere direniyorum.

Ocak ayında yeni yıla doğru geçiş yapılırken planladığım şeylerin bir kısmı askıya alınmıştı. Öyle her şey pat diye olmazdı sonuçta. Derken Şubat ayıyla bir şeyler yeniden rayına oturmaya başladı. Ben de öğreniyorum. Asi ve hırçın tavırların, sert davranmanın beni bir an için özgürleştirse de, profesyonellik denen kavramın içinde yer almıyordu bu kavramlar. Uyum, yumuşaklık, idare... Kaç yıldır reddettiğim kavramlar, yeni işimde yine karşıma çıkınca ve ben artık işimden şüphe duymayıp onu deliler gibi sevdiğimi anlayınca, baktım olmayacak, getirdim rafa kaldırdığım kavramları yeniden önüme.

"Silerim ben o kelimeleri hayatımdan, yer bile vermem" derken, tozlu kitapları çıkardım, tozları üfledim, belki ondandır  boğazımdaki bu minik ağrı. Sert cevaplar, kesin yargılar tıpkı keskin bir cam parçası gibi oluyor insanın ruhunda. Bir aldırmıyorsun, iki es geçiyorsun, sonra batıyor. Kendini törpülemek gerekiyor, cam kenarları batmasın diye. Annem her zaman mobilyalarda, eşyalarda, şekillerde yuvarlaklığı sever ve ekler, " doğada hiç köşeli bir şey yok ki" diye. Biraz düşününce, evet köşeleri hep biz insanlar yaratıyoruz, yoksa hep bir yuvarlaklık söz konusu. Bakış açısı da sert ve köşeli olmazsa, bence uyumu ve rahatlık hayatla kolayca sağlanabilir. Henüz köşeli, dikenli olarak tanımlayabilirim kendimi. Kendimi tanımlama noktasındayım ve başlangıçlar da güzel. Bir yerden başlıyorum işte. Doğanın akışına uyum sağlamak adına...

Güzel bir hafta sonu olsun herkese.

ps: bu yazıyı yazarken eskilere giderek Depeche Mode dinledim: Enjoy the Silence ve Precious'u. Çok severim ikisini de...

2 yorum:

  1. Annenin sözü ne kadar hoşuma gitti. "Doğada köşeli bir şey yok ki"... bize zarar veren şey bazen kendi içimizden de çıkıyor olsa, onu törpülemek gerekiyor sanırım. bu öğrenmemiz gereken bir şey...

    YanıtlaSil
  2. annelerin haklı oldukları, doğru sözler söyledikleri ve bunu kalben onayladığımız oluyor. gittikçe artarak, onlara hak vererek... sana da geçmiş olsun zerome.

    YanıtlaSil