30 Ekim 2011 Pazar

Eksik olsun

Her şeyin tamlığını arayış hali...


Ne kadar da mükemmel olmayı seven, ama sorulduğunda, "yoo, ben dört dörtlük bir durum aramam, bilirim olmadığını" denilse de, her şeyde en iyiyi, tam olmayı isteyen, bunun için çırpınan, gerekirse yırtınan, olmadığında da saçını başını yolan bir hal...


Benim dedem 81 yaşında. Hayatta, fiziksel sağlığı yerinde, takma dişleri bile yoktur, saçlarının hepsi yerindedir, gözleri masmavi, sarışınlığını saçından kaybedip yerini beyazlara bırakmış olsa da pembe teninden hatırlatır ona bakıldığında.


Dedem diye demiyorum sonsuz yakışıklı bir adam. Bu kadar sarışın bir adam ile, zenciliğini kendi dedesinden alan melez anneannem evlenince, renk de değişmiş annem ve teyzemlerde. Kumral sonucu ortaya çıkmış, kumral kumrallarla üremeye devam edince de bana gelene kadar ne melez esmerlikten ne de sarışınlıktan eser kalmamış.


Bir asker emeklisi dedem, canını kanını feda eden tarzda bir AŞK'la yapmış işini, halen aşkı anlaşır ağzından kelimeler, hikayeler döküldüğünde. Maddi durumu da iyidir dedemin, çok sevdiği eşi de yanındadır, çocukları da. Tek bir durum var o da hafızasında. Çok ileri derece olmasa da (dilerim henüz....), zihin eskilerde kalmayı tercih etti. Ben anneanne ve dede ile daha çok büyüdüğümden, benim köklerim onlardır. Yerleri kalbimde apayrı, genlerimde de:)


Dedemle konuştuğumuz zaman beni tanıyor, ama bana dair bir bağlantı çıkartmakta zorlanabiliyor. "Neredesin şimdi?" dediğinde mesela, bir buruk oluyorum ama karşımda olması ya da sesini duyabilmekten daha güzel ne ister insan, onu da yanıtlayamam. Demans durumunda sık görülen, hafıza kayıplarıyla ilgili okuduğum bir durum, kişinin aynı hikayeleri tekrar tekrar anlatmasının nedeninin, kendini güvende hissetmesine yönelik olduğuydu. İçinde yaşadığı halin belli belirsiz farkında ve son derece tedirgin ve kaygılı. Kaygıyı yok edebilmek için, ayakları tekrar bilindik bir toprağa basabilsin diye, bir defans, bir korunma hali bu tekrarlamalar. O zaman neyi hatırlayabiliyorsak, onları unutmamak için tekrarlamaktan başka bir şey kalmıyor geriye belki de.


Dedem de hep en büyük başarı hikayelerini anlatır. Amerika'ya nasıl tek başına ufacık gemiye götürdüğünü, oradan aldığı teklifleri vs. Dedemin hikayelerini dinlemekten bunalan anneannem ise kızar içten içe, bazen dışa da doğru. Ama hazmedemez. Hazım hayattaki en önemli eylem bence. Yediğini, duyduğunu, yaşadıklarını hazmedebilmek.


Herkes kendince haklı, ama benim anneannem en çok mükemmelliyetçiliğiyle övünür. Uzun yıllardır oturdum inceledim, küçükken dediklerini elbette "yedim", biliyorum ki bugün, anneannemin en büyük düşmanı bunu savunması. Yapabilecek bir şey yok belki şu anda, herkes kendi ritminde hayatta akıp gidiyor ne de olsa. Ama her şey iyi olsun diye bir çaba içine girmek gibi bir çılgınlık, hastalık olamaz. Ha, hangimizde yok? Bir durun ve inceleyin. Olmayanlara hayranım. Kendimi bile dedemin bu haline üzüldüğümü yakalarken diyorum ki, "Ece bırak bir şey de eksik olsun, deden şimdi burada ve git, gör, öp onu, fazlasını da isteme"....


Kaptan dedem, çikolata anneannem ve ortadaki de ben. Çekirdek kökenim. 
29 Ekim bayramı güme gider diye kaygılanırken, geçtiğimiz haftalarda olan olaylara üzülürken, dün akşam Bağdat Caddesi'ndeki Cumhuriyet Yürüyüşü harikaydı. Gözlerim doldu, bu ara oluyor ara ara böyle.


Bayram geliyor, haftaya İzmir yolunda olacağım ve bu sefer çok ama çok özledim İzmir'i, ailemi, anneanne ve tabi bu yazıma ilham veren Dedem'i...


Şimdiden herkese iyi ve sağlıklı bir bayram diliyorum.
Sevgiyle kalın.
İyi pazarlar.
------------------------------------
deep not: Fenerbahçe Jiva’da derslerim devam ediyor. Birbirinden değerli eğitmenler ve derslere http://www.jiva.com.tr/ adresinden göz atılabilir, ilk kez yolunuz Jiva’ya düşüyorsa, ilk ders ücretsiz, bilgilerinize.


Ayrıca benim için ve yogaseverler için bir yenilik daha. 4.Levent’te Yaşam Yoluisminde güzel bir yoga merkezi açıldı. Burada da derslerim  başladı. Yoga başlangıç, Hatha ve Yin dersleri veriyorum. http://www.yasamyolu.com.tr/ adresinden ders programına göz atabilirsiniz. Merkezde başta Kundalini olmak üzere, Iyengar Yoga, Agama Yoga, Vinyasa Yoga gibi çeşitli dersler de yer alıyor.

4 Kasım 2011 Cuma akşamı saat 19.00’da, 4.Levent Yaşam Yolu’nun Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında gönüllü bir yoga dersi vereceğim. Dersin tüm geliri TOÇEV’e, Van’daki çocuklar yararına gidecek. Tüm seviyelere açık bir ders olacak. Hem yogayla tanışmak hem de yardımda bulunmak isterseniz, derse katılırsanız çok sevinirim. İletişim için email atabilir ya da Yaşam Yolu'nu arayabilirsiniz. 

3 yorum:

  1. Kaptan dede ve çikolata anneanneye selam, o ortadaki minnoş akide şekerinin de hem o zamanki hem şimdiki yanaklarından öpüyorum:))

    YanıtlaSil
  2. Güzel kokulu Leylak Dalıma da öpücükler:)) iyi, keyifli pazarlar...

    YanıtlaSil
  3. Bu yazıyı okuyunca bir yandan çok şey demek istedim bir yandan da sessiz kalmak... Dedene, anneannene duyduğun sevgiyi belki de en çok anlayabilecek olanlardanım.

    Mükemmellik... Başkası bu yanlışa düşerken "ne kadar hata ediyor" demek kolay da, dediğin gibi hangimiz düşmüyoruz ki bu hataya? Kendimizden, sevgilimizden, işimizden, Tanrı'dan, kapıcımızdan, komşumuzdan hep mükemmel olmasını bekliyruz, hatalara, eksiklere tahammül yok. Dediğin gibi başarabilen de huzurlu bir ritimde yaşamaya devam ediyor, burda kocaman bir şapka çıkarmak istiyorum:) çok öptüm seni kuzucum:)

    YanıtlaSil