29 Kasım 2011 Salı

Tırnaklar dışarı

İçimde deli bir rüzgar, ardından derin bir sessizlik, fırtına öncesi mi diye sorduğumdaysa, " o geçti" cevabı geliyor, içimi huzur kaplıyor.

Biraz oradan biraz buradan, bir arayış devam ediyor. Yollar tıkanır gibi olduğunda, durup bekleme vasfını gösteremeyince, yol döner yine başa, "ama bir dur" der tekrar aynı noktaya varınca.

Dur.

Sıkışınca kimden yardım istenirse, ben de ondan yardım istedim geçenlerde. Bir iş olarak kendini gösterdi yanıt, elime geçen bir metinde aldım aklımdaki tüm cevapları, pek beğenmesemde. İnsanın işine gelmeyince beğenme, yok öyle!

Kabullen.

Yok temiz kalp, yok saflık, yok iyi niyet, yok dürüstlük diye tutturdun gittin. Ama yok derken, gerçekten yok olduğunu bir türlü hazmedemedin.

Hazmet.

İş yaşamı kavramının önüne profesyonellik eklense de, hiç bir anlam ifade etmiyor bana. Yine yalan, yine antipatik. Pek sevimsiz ve boşsun. Okuduğum metin tamamen profesyonel bir kalemden çıkmıştı (yazana ve yazılana değil sözüm, saygım sonsuz). İş hayatında başarılı olmak istiyorsanız diyordu, etrafınızda çalıştığınız kişilerin - üstün, altın, ortağın- her zaman iyi niyetli olmadıklarını bilmelisiniz. Bunun aksini iddia eden kişilerse iş yaşamında var olamazlar, yutulup giderler alimallah.

Doğru.

Gerektiğinde dişlerinizi, benim gibi kedigillerdenseniz tırnaklarınızı çıkarmak şartmış. Nedense diğer türlü tavırlar, mesela aşırı mütevazilik, kibarlık, sessizlik, her denilene "emredersiniz komutanım" tarzı tavırlar pek anlamlı sayılmıyormuş, adam yerine koymuyorlarmış.

Ha ben yapmıyor muyum? Evet, ama olmama halini arıyorum. Tırnakları çıkarmak ayrı, olayı abartıp, sınırları şaşırıp uygunsuzlaşmak ayrı. Oraya kadar kimsenin gelmesin yaşanılan sorunlar, aman gözünüzü seveyim:) Mutlu, sevgi dolu bir iş ortamı...Yok mu?

"Profesyoneller" diyor ki yok. İnsan olan her yerde sorun oluyor. Dileyelim de kendiyle sorunu olmayan insanların olduğu bir ortamda sadece ama sadece işsel sorunlar yaşansın.


Bilmeyene, durmak iyi geliyor. Sürekli yürümenin anlamı arada durunca güzel. Ve ışıkları görebiliyorsun o zaman, yanıp sönen, seni çağıran. Hey, geliyorum ben!

Gecemi aydınlatan ses, Tanini Trio. Sağolasın Leylak Dalım.

Güzel geceler....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder