Yaş ilerlediğinden midir, bugüne kadar oturduğum her iki
apartmanda pek sıcak ve sevimli sıfatlarla aynı cümlede kullanamayacağım
sakinlerden midir bilinmez, “komşu” kavramını ballandırarak anlatanlara, “komşumla
şunları yaptık, şuralara gittik” diyenlere hep inanmayan gözlerle bakmışımdır.
Kulaklarım bir türlü komşu kavramı ile güzel şeyler olunacağını kabul etmiyordu
içeri. Anlatılanlara ancak masalda inanabilirdim.
Yüksek iç ses sebebiyle, kalbi dinleyerek, hiçbir işe
yaradığını göremediğim, bir türlü barışamadığım mantığımı buzluğa tıkarak,
taşındım. İstanbul 14 yıldır hayatıma renk ve hatıra kattı, zaten karışık olan
hallere dokundu, büyüttü beni. Ve aslında buradan giderken İstanbul’a çok aşkla
hareket etmiştim, İzmir’e küsmüştüm. En başa geri döndüm, barıştık burayla son yıllarda. İyi hislerle, umutla,
masmavi bir gökyüzü hayal ederek ve doğduğum yerdeyim tekrar. Ama sanki buralar
çok yabancı bana. Arka planını, toprağını, havasını hatırlıyorum bir yerlerden,
ama geçen süre benim gözlerimde değişikliklere uğradı. İnsan aynı noktaya bir
yıl sonra bile aynı bakmıyor, çok şey değişiyor. İyi ki.
Dün ilk kez komşumdan bir tabak müthiş bir börek aldım.
Şanslı hissettim kendimi, şaşırdım, hatta duygulandım. Ardından hiç
düşünmediğim bir soru oluştu aklımda, “Tabağı geri verirken, ne koyacağım?”
Ne güzel soruymuş, hiç hayatımda böyle bir
durum yaşamamıştım ve az önce kendi çapımda ilk defa komşum için bir şeyler
hazırladım. Şükrettim, sevgimi koymaya niyet ettim tencereye ve sonuç tatlı
olur dilerim tadanlar için de.
Yeniden bir şeylere başlamak, sanırım sanıldığı kadar kolay
değil.
Şu aralar biraz yeşilin, mavinin, kendi toprağımın üzerinde güç topluyorum.
Tebdil-i mekanda ferahlık ilk anlarda var, şüphesiz. Her zaman dileğim,
ferahlığın içimizde olması… Güneş, içimize, tüm karanlık, soğuk noktalarımıza
kadar ulaşsın. Bol kahkahalı, sevgi dolu bir yaz olsun… Öyle olsun.
Ege candir diyorum Ece'cim :) Su Istanbul'da anlamsiz bir havucun pesinde kosuyoruz, buralarda hala hayat, 2 hafta tatil icin 11 ay stres cekmek gibi bir durumdan farksiz... Guzel bir yaz olsun, Ege'de bol tatilli, siz de yeni evinizde, guzelim Ege'de, yaz kis yaz'i misafir edin icinizde ;-)
YanıtlaSilSoner
Güzel yorumun ve dileklerin için teşekkürler, sevgiler :)
YanıtlaSilOhhh çok iyi yapmışsın Ece..Ben bu yaşıma kadar İstanbul'da yaşadım,bir Allah'ın kuluyla komşuluk yaptım mı ? Iııhh çalışıyor olmaktan kaynaklanıyor zannediyordum.Emekli oldum bir yıldır yine bir komşunun tabağı bende kalır da kırılır diye korkamıyorum :)) İstanbul'umuz iyidir,hoştur,çeşittir ama yalnızdır.....insanı da kendi de
YanıtlaSilHuzurla otur yeni evinde,limonların olunca da limon reçeli yapmayı unutma.Belki küçük bir kavanoza koyup komşuna hediye edersin.Sevgilerimle Zehra
Çok iyi fikir Zehra, önce reçel yapmayı öğrenmem gerekiyor ama hep reçel yapmanın, tüm evi şekerli kokusunun sarmasının hayalini kurmuşumdur:) güzel dileklerin için çok teşekkürler, sevgiler...
YanıtlaSilBenim blogda var limon reçeli tarifi :) Yaparsın yaparsın sen...
YanıtlaSil